“Tarım ve hayvancılık fiziksel zahmeti çok fazla olan bir iş. Doğal ve organik yöntemler kullanılıyorsa hele daha da artıyor zahmeti... Bu sabah kahvaltıda yediğin domates, zeytin, yumurta, peynir... Tükettiğimiz gıdaların hayatımızda ki ve sıhhattimizde ki yeri o kadar büyük ki...” Çağrı Bey, doğaya dönüş hikayesinin, 4 yılı aşkın süredir kendisini yola teslim ederek başardığını söylüyor. Kitaplar, makaleler yayımlamak, senaryolar yazıp belgeseller çekmek için çıktığı yolda ufacık tesadüf değiştirmiş her şeyi. Kanser tedavisi gören bir ablanın, yürüyüş yaptığı dağ yolunda, o zamanlar yalnızca 3 adet olan tavuğunun yumurtalarını istemesiyle başlamış her şey... Kervan yolda dürülmeye başlamış... Sonra başkası istemiş, başkası ve başkaları... “Gerçekten organik mi?" sorusuna cevap vermeyip misafir ettik insanları, samimiyet hatrına...” Gelen, giden, soran derken güzel insanlara denk gelmiş ve aile gibi olmuşlar. Şimdiler de ise çiftliklerinde 3000 adet yumurtlayan tavukları ve biraz da civcivden yetiştirdikleri var. Sonra çiftliklerine 15 kadar da sağılır inek misafir olmuş. Yaklaşık 130.000 metrekarelik bir alanda, ürettikleri yemlerini tüketebilecek, özgürlük alanlarını kısıtlamadan doğal ortamlarını sağlayabilecekleri kadar hayvan besliyorlar. Ürettikleri yemleri (ata tohumu, mısır, fasulye, yonca, bezelye, yulaf, arpa v.b) ve hayvanları organik sertifikasyon kurumu, il tarım müdürlüklerince resmileştirerek vicdani sorumluluklarını da belgelemişler.