Hayatın kendi yolunu bulduğu, tesadüfler üzerine kurulu harika bir hikayeden bahsedeceğiz. Lale Çavuşoğlu Kuseyrioğlu İstanbul’da doğmuş, pazarlama öğrenimini ise İngiltere’de taçlandırmış. Uzun yıllar boyunca hatırı sayılır şirketlerde başarılar kazanarak 2012 yılının ekim ayında ailevi bir ihtiyaç doğrultusunda, küçük kızlarıyla birlikte eşinin memleketi Antakya’ya taşınmışlar. O sıralar Suriye savaşının en sıcak dönemleriymiş. İşte o tesadüfler zincirinin en güçlü halkalarından biri de bu zamanlara denk gelmiş. O sıralar, Lale Hanım’ın eşi babasının çiftliği ile ilgileniyormuş. Suriye’de ise savaş nedeniyle çok fazla kaçakçılık gerçekleşiyormuş. Bir gün askerler kaçak hayvanları yakalamış ve yedi emin olarak bu hayvanları aileye emanet etmek istemiş. Aile, bu serüvenin birkaç gün süreceğini düşünerek hayvanlara sahip çıkmış. Süt sağmayı, inek bakmayı bilmezken bir anda 20 inek... Günler günleri kovalamış, aylar geçmiş. Günde 20 kilo 30 kilo bazen 50 kilo süt sağmaya başlamışlar. Hal böyle olunca süt miktarı ev hanesine tüketebileceğinin çok üstüne çıkmış. Lale Hanım yeni bir deneyime kapılarını açmış ve peynir yapmayı öğrenmek için kollar sıvamış. Binalarının altındaki peynircinin kapısını çalmış. Üretmeye başlamış, paylaşmış, tattırmış. Bu esnada eşi de hayvancılığı öğrenmiş. Katkısız, koruyucuz; ürettiğini peynirler de içine sinince artık iş ciddiye binmiş. Baharatlı carra peyniri ve tuzlu yoğurt gibi yöreye has eşsiz peynirler ortaya çıkmış. Çevresini saran büyük üreticilerin aksine akıntıya ters yüzerek amatör ruhla profesyonelce üretmeye devam etmiş. Azmin ve hayatın da desteği ile birlikte Pales, soluğu Berlin’de ‘Dünyanin Seçilmiş En İyi 150 Alp Bölgesi Peynircileri’nin arasında almış. Lale Hanım ve ailesinin sahip çıktığı değerler ülkemiz için çok kıymetli, kazandığı bu başarı ise gurur verici. Pales, Tazedirekt ailesindeki yerini aldığı için büyük mutluluk duyuyoruz!